22 Mayıs 2013

Mesela Yavuz


On yıla neler sığar be Yavuz
Neler düşünsene mesela
Sen ölmüşsün biz yaşlanmışız

15.08.2011

10 Mayıs 2013

Yavaş Yavaş Ölürler


Yavaş yavaş ölürler seyahat etmeyenler,
Yavaş yavaş ölürler okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
Vicdanlarında hoş görmeyi barındıramayanlar.

Yavaş yavaş ölürler!

Alışkanlıklarına esir olanlar, her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyenler,
Veya bir yabancı ile konuşmayanlar.

Yavaş yavaş ölürler!

İhtiraslardan ve verdikleri heyecanlardan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki
pırıltıyı görmek istemekten kaçınanlar.

Yavaş yavaş ölürler!

Aşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi
mantıklı tavsiyelerin dışına çıkmamış olanlar.

Yavaş yavaş ölürler!

Pablo Neruda

09 Mayıs 2013

18 Ocak 2013

Entelektüel kimdir, sorumluluğu nedir?

Biz insanlar, orta sınıf ahlâkımızla davranırız ve entelektüel insanı da sevmeyiz. Açıktan açığa aşağılarız da, aslında bizi içten içe rahatsız ettiğindendir. Acaba entelektüeller, diğer bir tabirle "aydınlar" içlerinde yaşadıkları toplumun diğer bireylerini neden rahatsız ediyorlar?

Entelektüel kavramıyla ilgili tartışmada ben Hz. Adorno'nun yanındayım: "Entelektüelin kendini yaşadığı topluma yabancı hissetmesi ahlâki sorumluluğudur."

Bir nevi ontolojik evsizlik meselesi. Bir entelektüel, içinde bulunduğu topluma yabancılaştıkça, dışarıdan bakabildikçe göz ardı edilen sorunları net görebilir ve dile getirebilir. Kendisini yaşananlardan rahatsız hissetmelidir ki o da çevresini rahatsız edebilsin. Frankfurt okulunun meşhur müdürü Adorno gerçekten 20. yüzyılın en önemli birkaç düşünüründen biri.

Entelektüel sorumluluğu, iki büyük dünya savaşının yaşandığı 20. yüzyılda çok irdelendi. Hatta Edward Said'e göre "...entelektüel, eskiden olduğu gibi, toplumda bir uzlaşma oluşturacak genel simgeleri yaratan biri değil, bu simgeleri sorgulayan, kutsal sayılan gelenek ve değerlerin ikiyüzlülüğünü, ırkçılığını, cinsiyetçiliğini teşhir eden; hiçbir fikir ayrılığına tahammülleri olmayan kutsal metin gardiyanlarıyla mücadeleden çekinmeyen kişidir"...

Bu bağlamda kaçınılmaz son söz: Rahatsız ediyorsam kusura bakmayın ama hepimiz her gün dünyayı değiştirmek zorundayız.

Rand vs. Kant: Sonucu belli bir karşılaşma

"İnsanlık tarihinin en kötü insanı" demiş yeteneksiz yazar Ayn Rand, Kant için. Kant sevdalısı olduğumu söyleyemem ancak Ayn R...

Çok Okunanlar