21 Ağustos 2008

Yılmaz Yücetürk


20 Mayıs 2005 yılında öldü Yılmaz Hoca. Keskin zekalı, keskin kişilikli bir adamdı. Her evliya gibi adamda görüldüğü üzere nadir ancak büyük sinirlenirdi.

Köln Spor Akademisi diplomasının farklı bir şey olduğunu anlamak bizim için güç olmamıştı. Düşünün, o yıllarda Türkiye'de bir altyapı hocası 10 yaşındaki topçularına öğlen yemeğinden sonra her gün 1 saat bilgisayar kullanmayı öğrettiriyordu. Refleks geliştirme oyunları oynardık nedenini bilmeden. Çocuktuk, soğukta sıcakta antrenmandan kaçmak güzeldi, üstelik bilgisayar oyunları. Amstrad'lar aldırmıştı tesislere, kara kara makinalar. Yıllar sonra öğrendik meğer Lobanovsky, Shevchenko'yu aynı yıllarda aynı tedrisattan geçirirmiş.

Bir gün eve dönerken hepimize birer kağıt dağıttı Yılmaz Hoca. Meğer Mexico 86'nın açılış günüymüş. Saat farkından kelli gece yarısı falandı maçlar. Uyku saatimizden çok sonra. Kağıtlarda 1 ay boyunca ebeveynlerimizin riayet etmesi büyük kibarlık ama ikna edici bilimsellikle rica edilen yemek ve uyku saatleri yazıyordu. Eve döndükten sonra yemek yemeden uyumamız, belli bir saat kadar uyuduktan sonra uyandırılıp yemek yedirilip gece yarısı oynanacak olan Dünya Kupası karşılaşmasını seyrettirilmemiz isteniyordu annelerimizden. Zico'nun kaçırdığı penaltıyı da, Maradona'nın bütün İngiltere adasını baştan başa geçerek attığı golü de canlı seyrettik bu sayede.

Bir gün sabah kahvaltıda "Ayrılacak" dediler. Ulan bir üzüldük, ilk antrenmana falan çıkmadık. Hışımla geldi "Ne oluyor lan" diye. Öğrendi, kahkahalarla gülmeye başladı. Anlattı şefkatle; meğer terfi etmiş hocamız, A takımın başına geçiyormuş. "Aynen devam edin" dedi, "kendinizi bozmayın, her gün haber alacağım sizden. Bana inanacaksınız, çok çalışacaksınız, hepiniz 10 yıl sonra Fenerbahçe ile Şampiyon Kulüpler kupası, milli takımla Avrupa Kupası kaldıracaksınız."

3-5 ay sürdü Yılmaz Hoca'nın Fenerbahçe teknik direktörlüğü. Bense 22 yıl sonra en azından Şampiyonlar Ligi'nde şimdilik bir çeyrek final gördüm.

Hepsini boş verin, en azından o yaşımda nefis bir adam nasıl olur onu gördüm.

Eyvallah hocam.

Rand vs. Kant: Sonucu belli bir karşılaşma

"İnsanlık tarihinin en kötü insanı" demiş yeteneksiz yazar Ayn Rand, Kant için. Kant sevdalısı olduğumu söyleyemem ancak Ayn R...

Çok Okunanlar