"başörtülü gençlere burs vermiyoruz" dedikleri için hakkında bir şeyler yazmak durumunda hissettiğim bir dernek, çağdaş yaşamı destekleme derneği.
bilhassa doğu'da kızların eğitilebilmesi için çydd'nin çabalarını takdirle karşılıyorum. gerek kardelenler, gerek tüm burs projelerine saygıyla bakıyorum. başörtülülere burs vermek istemeyebilirler, tıpkı istanbul belediyesi'nin üniversitelilere harç kredisi ve burs verirken seçici davrandığı gibi. kendi tercihleridir. rahmetli türkan saylan'ın siyasi görüşlerine ve yöntemlerine katılmamam, kendisinin bu vatana yaptığı faydalı işleri görmezden gelmeme neden olamaz. çok açıktır bu.
ama bu tercihin şöyle bir sonucu olduğunu bundan 10 sene kadar önce çok yakından yaşadım. 1999'da deprem zamanı içinde çalıştığımız, üyesi olduğumuz sivil toplum kuruluşu (afsgd) olarak da istanbul valiliği'nde kurulan kriz masasına başvurmuş ve yardımcı olmak istediğimizi belirtmiş, bilhassa ceylan pirinççioğlu'nun büyük eforuyla müthiş işler yapan kriz masasının ufak bir ayağını da biz oluşturmuştuk.
değirmendere ve gölcük'e çok sayıda gönüllü gönderdik, ve kendilerinden aldığımız bilgilere göre nerede ne eksikse hemen istanbul'dan kamyonlara yükleyip temsilcilerimize gönderiyorduk dağıtılmak üzere.
değirmendere'de kızılay çadırlarından oluşturulmuş acil kamplardan birinden telefon etti bir gönüllümüz:
- "burada pek bir şeye gerek yok, çydd burada, yardım dağıtıyorlar zaten"
- "ok nefis, siz de onlara yardımcı olun öyleyse"
yarım saat sonra bir telefon daha geldi başka birinden:
- "burada çok kötü kavga çıktı, jandarmalık olduk, kafa göz yarık hepimizde.".
- "neden?"
- "yardım önerimizi kabul etti çydd görevlileri, ama dağıtım yapılırken sadece türbanlılara, sakallılara vermiyorlardı".
- "ee?"
- "biz de çydd'lilerle taşlarla sopalarla kavga ettik."
bu yukarıda yazdıklarımı bire bir yaşadık, hatırımızdadır. reddeden olacaktır, ben bildiklerimi söyledim, bu da ta o zaman, 20'li yaşlarımdayken bu derneğe bakışımı değişmesi zor bir biçimde yerleştirmiştir.
çydd'nin yaptığı faydalı işlere devam etmesini yürekten diliyorum. umarım burslar vermeye devam ederler, okuma imkanı ömür boyu olamayacak insanlar, kızlar okurlar, büyürler, belki ileride daha güzel, daha yaşanılabilir bir ülkede yaşarlar. ve umarım okuyup büyüyüp birer yetişkin olduklarında bu nefret tohumlarını saçmayacak birer birey olurlar.
çünkü benim nazarımda aslolan insanlıktır. "önce vatan" yazan her dağda taşta "önce insan" yazıldığında hepimiz sade birer insan olabileceğiz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Rand vs. Kant: Sonucu belli bir karşılaşma
"İnsanlık tarihinin en kötü insanı" demiş yeteneksiz yazar Ayn Rand, Kant için. Kant sevdalısı olduğumu söyleyemem ancak Ayn R...
Çok Okunanlar
-
Biz insanlar, orta sınıf ahlâkımızla davranırız ve entelektüel insanı da sevmeyiz. Açıktan açığa aşağılarız da, aslında bizi içten içe rahat...
-
21 Nisan 2001 Fenerbahçe - Gaziantepspor maçı İznik'te adını unuttuğum bir pavyonumtrakta seyrettim bu maçı ben. Maçı veren bir yer ...
-
Londra'nın ünlü bohem semti Notting Hill'de dolaşırken İngiliz edebiyat devi George Orwell'in evine rastladık. Ağanın evi, Porto...
-
Soytarı Café açıldı. Kokteyl Verylonje. Buyurun.
-
Londra'da çektiğim fotoğraflara bakıyordum. Bir yol tabelası çekmişim, aylar sonra uyandım neden çektiğime: "Ockham - 1 km" d...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder